Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA) Genel Başkanı Ali Babacan katıldığı TV programında kripto para sektörüne ilişkin açıklamalar yaptı. Babacan açıklamasında, Bitcoin ve kripto para borsaları hakkında düzenleme yapılması gerektiğini söyledi…
Kripto para piyasaları ve kripto para birimleri dünya çapında benimsenmeye devam ederken, Türkiye’de de sık sık gündeme gelmeye başladı. Sektörün içindeki ekonomistlerin dışında siyasiler de kripto para piyasası ve özellikle Bitcoin (BTC) yatırımları hakkında görüşlerini paylaştı. Bunlar arasına en son Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA) Genel Başkanı Ali Babacan da katıldı.
Ali Babacan, katıldığı televizyon programında gazetecilerin sorularını yanıtlarken, kripto para sektörü ve Bitcoin piyasasına da değindi. Ülke gündemi hakkında konuşan Babacan, yerli kripto para borsalarının son dönemdeki sıkıntılarına parmak bastı. Ülkede istihdamı arttırmak için yapılması gereken uygulamalara dikkat çekti.
“Bitcoin Faciası” Tanımını Kullandı
Türkiye’de 1999 ile 2001 yılları arasında yaşanan banker krizine gönderme yapan Ali Babacan, son dönemdeki yerli kripto para borsalarının skandallarına değindi. Babacan, bu sorunu ve kripto para vurgunlarını o dönemdeki krizlere benzeterek “Şimdi de Bitcoin faciası yaşıyoruz.” ifadelerini kullandı. Bu açıklamalar BTC destekçileri ve yatırımcılarının tepkisini çekti.
Ali Babacan, yerli kripto para yatırımcılarının mağduriyet yaşaması, devletin bu sektördeki denetim ve gözetim görevini başarılı şekilde yerine getirememesine bağladı: “Banker krizinde hükûmet zayıftı, yolsuzluk büyüktü, arka plan ilişkileri vardı. 1999-2001’de 20 bankanın battığı dönemde de devlet zayıflamıştı. Şimdi de Bitcoin faciası yaşıyoruz. Aynı.”
Devlete Denetleme ve Düzenleme Çağrısı
Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA) Genel Başkanı Ali Babacan, devletin bu sektörde düzenleme ve denetleme konusunda yetersiz kaldığını belirterek şunları söyledi: “Devlet zayıflıyorsa, devletin düzenleme ve denetleme kapasitesi zayıflıyorsa, yanlış yapanlarla devlet yetkilileri arka plandan ilişkileri yürütüyorsa bu vatandaşımıza büyük maliyet olarak dönüyor. Devletin denetleme ve düzenleme görevini yapması lazım.” Bu açıklamaların ardından hükümetten henüz net bir açıklama yapılmaması dikkatlerden kaçmadı.
